• Kılıçdaroğlu İlk Ziyareti Atay Döneminde Yaptı
  • Son Anket! AKP Artık Birinci Parti Değil!
  • Karamollaoğlu: Ülkemiz Aile Şirketi Oldu!
  • Vatandaş Ölüm Kalım Savaşı Veriyor!
  • Borçlu Sayısında Korkutan Artış! 31,3 Milyon!
  • Utanç! 21 Kız Çocuğu Hamile!
  • Başkan Atay, Volkswagen’i Efeler’e Çağırdı!
  • Satmaktan Bıkmadılar! Yine Satıyorlar!
  • İYİ Parti’li Sezgin: Katliamların Sorumlusu…
  • Efeler Resim Atölyesi Çalışmalara Başladı
  • Çerçioğlu’ndan AKP’li Vekillere Çağrı!
  • Batı Gazi Bulvarı Yenileniyor!
  • Efeler Belediyesi Logosunu Yenileniyor!
  • Başkan Talimat Verdi, Denetimler Sıklaştı!
  • Başkan Atay, Esnafla Kahvaltıda Buluştu
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
      • Sitene Ekle
      • Reklam Verin
      • Künye
      • İletişim
AYDIN YEREL
  • Türkiye
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Yaşam
  • Dünya
  • Magazin
  • Yazarlarımız
  • WebTV
  • Diğer ->
    • Foto Galeri
    • Kültür Sanat
    • Bilim-Teknoloji
    • Gazeteler
    • Firma Rehberi
      • Firma Ekle
    • Seri İlanlar
      • İlan Ekle
Flash Haber Çiftçi Borcunu Ödeyemez Durumda! Tarım Bitti!
AydınYerel Bizi Facebook'dan takip edin
AydınYerel Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Yazarlar » İsmail Türkbay
İsmail Türkbay

Küreselleşme Yalanları!

Eklenme Tarihi: 30 Eylül 2017 Cumartesi
Eklenme Saati: 1:13
Okunma Sayısı:
Tweetle
İsmail Türkbay ismail@aydinyerel.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Küreselleşme Yalanları!

KÜRESELLEŞME YALANLARI!

İnsanın tarım devrimi sonucu yerleşik düzene geçmesi; servet biriktirme, güce sahip olma, otorite kurma, hükmetme dürtüsü; çevresine hâkim olmasının, güçsüzü ezmeye başlamasının da ilk adımıdır. İnsanoğlunun medeniyet basamaklarına attığı bu ilk adım aynı zamanda sonun başlangıcıdır.

İlk önce güçlü, pazusu kuvvetli ve cüsseli olanlar, diğer insanlar üzerinde hâkimiyet kurmuş, onları yönetmiş, onların sayesinde servetine servet katmıştır. Nüfusun artması, besine olan ihtiyaç, büyük kitlelerin birlikte hareket etmesini gerektirmiş, iyi örgütlenen topluluk bireyleri de diğerleri üzerinde hâkimiyet kurmuştur… Bu aşamada güç, elinde en iyi silahın ve çağın teknolojisine sahip olanındır. Tarihe baktığımızda; demirci körüğüne, iyi atlara, yaylara ve oklara sahip Hunların Avrupa ve Asya’ya hâkim olduklarını, kendisinden önce Dünya hâkimi olan Romalıları yendiklerini, ordusunda filleri tank gibi kullanan Timur’un büyük bir imparatorluk kurduğunu, Osmanlıyı yendiğini, çağının ileri teknolojisine sahip Osmanlı’nın elindeki ateşli silahlar sayesinde Viyana kapılarına dayandığını görürüz…

Çağının teknolojisini elinde tutan ve ateşli silahlara sahip Osmanlı Devleti 1453 yılında, çağın gerisinde kalmış, teknolojiyi özümseyememiş Bizans İmparatorluğuna son vermiş ve Avrupa’ya yerleşmiştir. Elindeki güç sayesinde ticaret yollarını denetimi altına almış, aldığı vergilerle zenginleşmeye başlamış, emperyalist güç olma yoluna girmiştir. Ama ne yazık ki elindeki, kendisini üç kıtanın hâkimi yapan teknolojiyi geliştirme, yenileme yoluna gitmemiştir. Doğu ile ticaret yolu kesilen, yüksek vergi ödemek zorunda kalan Avrupa devletleri, Hindistan’ı denizden bulmak amacıyla başlattıkları çabalarla tesadüfen Amerika’yı bulmuşlar, buradan talan ettikleri altın ve değerli madenlerle sermaye birikimi sağlamışlardır. Avrupa’da başlayan Rönesans hareketi sayesinde küresel emperyalist güçler haline gelmişler, dünyanın hâkimiyeti için aralarında yarışmaya başlamışlardır. Güç sahibi olmanın yolu, çağdaş teknoloji ve teknoloji üretimi için gerekli hammaddelere sahip olmaktan geçer. Bunun bilincine varan uluslar ve küresel sermeye sahipleri, her ne olursa, nasıl olursa olsun hammaddeleri ele geçirme savaşımına girişmişlerdir. Rönesans ve onu takip eden sanayi devrimi sermayenin belli ellerde toplanmasına, modern emperyalizmin doğmasına neden olmuştur. Emperyalist güçler, güçlerine güç katmak, daha fazla para kazanmak için insanları köle olarak çalıştırmış, insanlık adına utanç duyulacak uygulamalardan da kaçınmamıştır. Sömürü düzeni karşısında Fransa’da başlatılan özgürlük hareketi sonunda kabul edilen, “İnsan ve Yurttaşlık Hakları” bildirgesi, dalga dalga dünyaya yayılmış, Osmanlı Devleti, 1847 de zenci, 1855 de Çerkez köle ticaretini, 1856 yılında imzaladığı Paris Anlaşması ile köleliği ve köle ticaretini tamamen yasaklamıştır. Ençok zenci köle çalıştıran ABD’nde Başkan Abraham Lincoln köleliği kaldırmış, iç savaş sonunda 1865 yılında köleliği kaldıran yasa yürürlüğe girmiştir. Ağır koşullar altında çalıştırılan özgür işçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, çalışma süresinin 8 saat olması istemleriyle 1848 yılında Avrupa ülkelerinde, 1856 da Avustralya’da, 1 Mayıs 1886 Amerika’da eylemler başlatmış, bedeller ödemiştir. Eylemler emekçilerin istemlerinin kabulü ile sona ermiş, günlük çalışma süresi 8 saate indirilmiş, çalışma koşullarında iyileştirmeler yapılmıştır.

Ucuz işgücünden mahrum kalan uluslarası emperyalizm, Dünyadaki doğal kaynakların, madenlerin paylaşımında anlaşamamış, büyük yıkımlara ve kıyımlara neden olan Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını çıkartmıştır. Emperyalizmin Dünya uluslarının madenlerine ve doğal kaynaklarına sahip olma amacıyla sürdürdükleri savaşlar, örtülü de olsa günümüzde devam etmektedir.

İki büyük savaş sonrası batılı devletler, insanın sömürülmesinin, doğal kaynakların talan edilmesinin önlenmesi, çevrenin kirletilmesinin önüne geçilmesi için caydırıcı, zorlayıcı yasalar ve uluslararası sözlemeler hazırlamışlar ve Dünya uluslarına imzalatmışlardır. Kendi ülkesinde çevreyi koruyucu yasalar nedeniyle kıskaç altına alınan uluslararası emperyalizm, sahip olduğu çevreyi kirleten, insan sağlığına zarar veren fabrikalarını ve sanayiini korumanın yolunu “Globalleşme” (Küreselleşme) yalanını uydurarak bulmuştur. Çevre kirliliği yaratan fabrikalarını ihraç ya da hibe yoluyla gönderip faaliyete geçirdiği az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeleri sömürmeye devam etmiştir.

Uluslararası emperyalizm, kendi ülkesinde yasaların izin vermemesi ya da yasal şartların ağırlığı nedeniyle rahat yapamadığı, özellikle çevreyi kirleten sanayi faaliyetlerini, özgürlük ve refah getirdiğini iddia ettiği az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin; emeğini, doğasını, madenlerini işbirlikçileri aracılığı ile sömürerek sürdürmüştür. Dünya ile bütünleşme yalanını ortaya atarak, girdiği ülkedeki ucuz işgücünden yararlanmış, onların doğal kaynaklarını kullanarak sermayesine sermaye katmıştır. Küreselleşme yani Dünya ile bütünleşme yalanı ile ülkelerin; demografik, ticari, sanayi, dini, etnik yapılarını kullanarak istemlerini kolayca hayata geçirmiştir. Oysa emperyalizmin amacı; girdiği ülkenin kalkınmasını, ekonomik bağımsızlığına kavuşmasını önlemek, ne olursa olsun sömürü düzenini devam ettirmektir.

İsmail Türkbay

Etiketler:
Amerika Asya Avrupa hakimiyet Hunlar insanoğlu medeniyet Osmanlı otorite Romalılar servet tarım devrimi Timur yerleşik düzen
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

CUMHURİYET!CUMHURİYET Cumhuriyet, bir ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve egemenliğini bel...
CUMHURİYET!
Unuttunuz mu?Hafızası en zayıf canlının balık olduğu söylenir. Olanları çok çabuk unutanlar için “balık...
Unuttunuz mu?
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz? İlkokul kitabında okuduğum bir okuma parçasında yakınından küçük bir dere akan, derenin s...
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz?
MERCİMEK!    Adına türküler yakılmış, şiirler yazılmış,  maniler düzenlenmiş, atasözlerine girmiş; ...
MERCİMEK!
  • Sizde Yorum Yapın
  • Facebook Yorum

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Dikkat! Üye/Üyeler ve ziyaretçiler suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği/yorumu Site’de paylaşmamalı. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

En Son Haberler

CUMHURİYET!Cumhuriyet, bir ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve egemenliğini belirli......
CUMHURİYET!
Karacasu – Karapınar Tarihi13. Yüzyılın son çeyreğinden ititbaren Oğuz boylarından, Avşar, Eymür, Kayı,......
Karacasu – Karapınar Tarihi
Unuttunuz mu?Hafızası en zayıf canlının balık olduğu söylenir. Olanları çok çabuk......
Unuttunuz mu?
Heval Hüso…Sevgili dostlar bu gün öyle bir duygusal anlar yaşadım, yaşadık......
Heval Hüso…
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz? İlkokul kitabında okuduğum bir okuma parçasında yakınından küçük bir......
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz?
Sitemizden son dakika haberlerini iletmek için izninizi istiyoruz. Önemli gelişmelerden ilk sizin haberiniz olsun!
  • Türkiye
  • Siyaset
  • Eğitim
  • Yaşam
  • Ekonomi
  • Spor
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Dünya

AYDIN YEREL
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@aydinyerel.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2017 - Aydın Yerel Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net