• Kılıçdaroğlu İlk Ziyareti Atay Döneminde Yaptı
  • Son Anket! AKP Artık Birinci Parti Değil!
  • Karamollaoğlu: Ülkemiz Aile Şirketi Oldu!
  • Vatandaş Ölüm Kalım Savaşı Veriyor!
  • Borçlu Sayısında Korkutan Artış! 31,3 Milyon!
  • Utanç! 21 Kız Çocuğu Hamile!
  • Başkan Atay, Volkswagen’i Efeler’e Çağırdı!
  • Satmaktan Bıkmadılar! Yine Satıyorlar!
  • İYİ Parti’li Sezgin: Katliamların Sorumlusu…
  • Efeler Resim Atölyesi Çalışmalara Başladı
  • Çerçioğlu’ndan AKP’li Vekillere Çağrı!
  • Batı Gazi Bulvarı Yenileniyor!
  • Efeler Belediyesi Logosunu Yenileniyor!
  • Başkan Talimat Verdi, Denetimler Sıklaştı!
  • Başkan Atay, Esnafla Kahvaltıda Buluştu
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
      • Sitene Ekle
      • Reklam Verin
      • Künye
      • İletişim
AYDIN YEREL
  • Türkiye
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Yaşam
  • Dünya
  • Magazin
  • Yazarlarımız
  • WebTV
  • Diğer ->
    • Foto Galeri
    • Kültür Sanat
    • Bilim-Teknoloji
    • Gazeteler
    • Firma Rehberi
      • Firma Ekle
    • Seri İlanlar
      • İlan Ekle
Flash Haber Çiftçi Borcunu Ödeyemez Durumda! Tarım Bitti!
AydınYerel Bizi Facebook'dan takip edin
AydınYerel Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Yazarlar » İsmail Türkbay
İsmail Türkbay

Neden Anlamıyoruz (1) ?

Eklenme Tarihi: 22 Ocak 2018 Pazartesi
Eklenme Saati: 1:26
Okunma Sayısı:
Tweetle
İsmail Türkbay ismail@aydinyerel.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Neden Anlamıyoruz (1) ?

NEDEN ANLAMIYORUZ? (1)

11 Ocak 2018 tarihli gazetelerde ünlü fizikçi, Stephan Hawking’in “200 yıl sonra yeni bir yuva aramalıyız.”  (1) Haberini tüylerim ürpererek okudum. Bu sabah televizyon haberlerini izlerken kanalların çoğunda lop et, bakliyat ve saman ithalatı ile ilgili haberleri de izleyince, neden bu hale geldiğimizi? Merak edip araştırdım. Dünyanın sayılı tarım ülkelerinden olmamıza rağmen bu hale gelmemize kimlerin, nelerin etken olduğunu bilmemiz ve Ülkemizin gelecek planlarını ona göre yapmamız gerektiğini sesli olarak düşündüm…

Sanayi devrimi ile birlikte Dünya’nın sınırlı olanaklarını, sınırsız insan gereksinimi için hızla yok etmeye başladık. Dünyayı yok ederken, binlerce, milyonlarca yılda oluşmuş eko sistemlerin,  evrimleşmiş canlıların insanın yaşam sigortası olduğunu görmezden geldik ya da anlamadık…

Dört buçuk milyar yaşında olan dünyamızın yaşının yanında insan yaşamı, göz kırpma süresinden daha kısadır. Kısacık ömrümüzde Dünyaya, doğaya, canlılara verdiğimiz zarar, insan ömrüyle kıyaslanamayacak kadar çok olmuştur… Dünya tarihini incelediğimizde evrimleşme ve yeni canlıların oluşma süreçlerinin doğanın yok olma sınırında hızlandığını, eski türlerin yok olduğunu ve yerine yeni türlerin evrimleştiğini görürüz…

Stephan Hawking, “iklim değişikliği nedeniyle 200-250 yıl sonra Dünya insan yaşamının olmayacağını” (2) söylerken şaka yapmıyor ya da fal açmıyordu. O gerçekleri insanların gözüne sokarcasına hatırlatıyordu. İnsan soyunun yok olacağını söyleyen sadece Hawking değildi. Geleceğin Hayvanları adlı Kitabın yazarı Dougal Dixon’da aynı öngörüde bulunmuştu. 1970 li yıllarda yazdığı kitabında Dünyadaki insan yaşamının yok olmasından sonra geçecek 50 milyon yılda oluşacak yeni türleri anlatmıştı…

İnsan soyunun neden tükendiğini Dominique LEGLU, Geleceğin Hayvanları ismini verdiği makalesinde “İnsan, Dünyayı değiştirmek ve kullanmak isterken başarısızlığa uğradı. Kendi, kendisiyle ve diğer canlılarla uyum sağlamayı öğrenemedi. Sonuçta, kaynakların tükenmesi, iç çekişmeler ve sosyo-ekonomik yapının zincirleme çökmesi sonucunda soyunu yok etti.” (3) Küresel ısınmanın gün geçtikçe arttığını, çevre üzerinde yıkıcı etkiler yarattığı tespitini, Avrupa Parlamenterler Meclisi, Çevre, Tarımsal, Yöresel ve Bölgesel İlişkiler Komisyonunca 21-25 Ocak 2008 tarihinde Strasburg’da yaptığı toplantıda tespit etmişti. (4)  Benzer yüzlerce bilimsel çalışma, araştırma, bunların derlendiği binlerce rapor, kitap elimizin altında dururken, ders almayıp hala Dünyayı yok etmekte, soyumuzun yok olmasında ısrar ediyoruz…

Aslında çevremizdeki kirliliği anlamak için bilimsel araştırmaları incelemeye e gerek yok! Yaşadığımız çevreyi gözden geçirdiğimizde insanın çevreye nasıl acımasızca saldırdığının izlerini hemen görürüz. Daha önce tertemiz, pırıl pırıl akan derelerimizin, nehirlerimizin simsiyah kirli olarak aktığını, göllerimizin renginin değiştiğini görürüz. Tarım topraklarının erozyonla, kimyasallarla yok edildiğini hemen anlarız…

Dünyamızı saran Atmosferimiz, “Dünyamızın büyüklüğüne oranla bir elmayı saran kabuk kadar incedir. Su ve diğer doğal kaynaklar oldukça sınırlıdır. Dünya’daki hava, su ve toprak canlı yaşamının varlığını ve sürekliliğini sağlayan üç önemli unsurdur.” (5)

İnsan, kendi soyunu ve Dünya’da yaşayan canlıların yaşamlarını sürdürmesi için bu üç unsura gözü gibi bakmalı onları hiçbir şekilde kirletmemelidir. Kendisi kirletmediği gibi kirletmek isteyenlere engel olmalıdır…

Dünya’da çevre kirliliği, sulu tarıma geçişte drenaj borularında kullanılan Asbest, yapay gübre ve zirai ilaç (zehir) kullanımı, buhar gücünün makinelerde kullanılmasıyla başlamış, sanayi devrimi ve petrolün hayatımıza girmesiyle hız kazanmıştır. “Gelişmiş ülkeler ve büyük sermaye şirketleri sanayi devrimi ile birlikte doğayı sorumsuzca sömürmüşler, Dünya’nın yerleşmiş ekolojik dengesini alt üst etmişlerdir. (…) İnsan yaşamı nın devamı için yapılacak üretim ve seçilecek teknolojinin doğada yapacağı yıkımı önceden bilmek, toplumu doğaya daha az zarar veren seçenekleri aramaya itecektir.” (6) Ama ne yazık ki bu seçenek gözardı edilmiş daha çok kar, daha çok güç elde etme hırsı galip gelmiş, doğa gözden çıkarılmıştır…

Siyah altın olarak isimlendirilen petrol, petrol türevi maddelerin her alanda kullanılmaya başlaması ve günlük yaşamımıza girmesi sonucu ilk önce havanın ve suyun kirlenmesine neden olmuştur. Kirli hava soluyan insan ve hayvanların hastalanmalarına, kirli suyla sulanan sebzelerde, meyvelerde biriken insan sağlığına zarar veren ağır metallerin insan ve hayvanlara geçmesi onların sağlıklarını yitirmelerine, toprakların çoraklaşmasına sonra da ölümüne neden olmuştur…

Neden anlamıyoruz? Bilim adamı olmamıza gerek yok!

Dünya’daki değişimi hepimiz bir şekilde gözlemliyoruz. Gidişatın hiç de iyi olmadığını, Çöllere yağan kardan, kar yağması gereken bölgelerde aşırı yağış sonunda oluşan sellerden ve heyelanlardan, son yıllarda Avrupa ve Anadolu’da oluşan hortumlardan anlıyoruz. Göllerde, göletlerde,  barajlarda biriken temiz suyun? Azalmasını görüyoruz endişeleniyoruz.  Biz gidişatın kötü olduğunu anlıyoruz. Önlem alması gerekenler anlıyor mu? Hiç sanmıyorum anlasalardı Dünya’daki günlerimiz sayılı olmazdı. (Ülkemiz ve Aydınla ilgili yazım haftaya)

KAYNAKLAR:

1-http://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/stephen-hawkingten-korkutan-aciklama-200-yil-sonra-yuva-aramaliyiz-2169817/

2- Aynı haber.

3- Dominique LEGLU, Makale. Bilim Teknik Dergisi 174. sayı S. 1

4-Güney Dinç, Çevre ve İnsan. S.26

5-Sücaattin Kırımhan, Makale. Bilim Teknik Dergisi 142 sayı S. 43.

6-Zeynep Arat, Makale. Bilim Teknik Dergisi 147. sayı S.2

Etiketler:
asbest Çevre Dominique Leglu Dougal Dixon kimyasal sanayi devrimi Stephan Hawking Strasburg tarım
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

CUMHURİYET!CUMHURİYET Cumhuriyet, bir ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve egemenliğini bel...
CUMHURİYET!
Unuttunuz mu?Hafızası en zayıf canlının balık olduğu söylenir. Olanları çok çabuk unutanlar için “balık...
Unuttunuz mu?
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz? İlkokul kitabında okuduğum bir okuma parçasında yakınından küçük bir dere akan, derenin s...
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz?
MERCİMEK!    Adına türküler yakılmış, şiirler yazılmış,  maniler düzenlenmiş, atasözlerine girmiş; ...
MERCİMEK!
  • Sizde Yorum Yapın
  • Facebook Yorum

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Dikkat! Üye/Üyeler ve ziyaretçiler suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği/yorumu Site’de paylaşmamalı. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

En Son Haberler

CUMHURİYET!Cumhuriyet, bir ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve egemenliğini belirli......
CUMHURİYET!
Karacasu – Karapınar Tarihi13. Yüzyılın son çeyreğinden ititbaren Oğuz boylarından, Avşar, Eymür, Kayı,......
Karacasu – Karapınar Tarihi
Unuttunuz mu?Hafızası en zayıf canlının balık olduğu söylenir. Olanları çok çabuk......
Unuttunuz mu?
Heval Hüso…Sevgili dostlar bu gün öyle bir duygusal anlar yaşadım, yaşadık......
Heval Hüso…
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz? İlkokul kitabında okuduğum bir okuma parçasında yakınından küçük bir......
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz?
Sitemizden son dakika haberlerini iletmek için izninizi istiyoruz. Önemli gelişmelerden ilk sizin haberiniz olsun!
  • Türkiye
  • Siyaset
  • Eğitim
  • Yaşam
  • Ekonomi
  • Spor
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Dünya

AYDIN YEREL
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@aydinyerel.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2017 - Aydın Yerel Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net