• Kılıçdaroğlu İlk Ziyareti Atay Döneminde Yaptı
  • Son Anket! AKP Artık Birinci Parti Değil!
  • Karamollaoğlu: Ülkemiz Aile Şirketi Oldu!
  • Vatandaş Ölüm Kalım Savaşı Veriyor!
  • Borçlu Sayısında Korkutan Artış! 31,3 Milyon!
  • Utanç! 21 Kız Çocuğu Hamile!
  • Başkan Atay, Volkswagen’i Efeler’e Çağırdı!
  • Satmaktan Bıkmadılar! Yine Satıyorlar!
  • İYİ Parti’li Sezgin: Katliamların Sorumlusu…
  • Efeler Resim Atölyesi Çalışmalara Başladı
  • Çerçioğlu’ndan AKP’li Vekillere Çağrı!
  • Batı Gazi Bulvarı Yenileniyor!
  • Efeler Belediyesi Logosunu Yenileniyor!
  • Başkan Talimat Verdi, Denetimler Sıklaştı!
  • Başkan Atay, Esnafla Kahvaltıda Buluştu
  • Üye Ol
  • Üye Girişi
      • Sitene Ekle
      • Reklam Verin
      • Künye
      • İletişim
AYDIN YEREL
  • Türkiye
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Yaşam
  • Dünya
  • Magazin
  • Yazarlarımız
  • WebTV
  • Diğer ->
    • Foto Galeri
    • Kültür Sanat
    • Bilim-Teknoloji
    • Gazeteler
    • Firma Rehberi
      • Firma Ekle
    • Seri İlanlar
      • İlan Ekle
Flash Haber Çiftçi Borcunu Ödeyemez Durumda! Tarım Bitti!
AydınYerel Bizi Facebook'dan takip edin
AydınYerel Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Yazarlar » İsmail Türkbay
İsmail Türkbay

Açlık Savaşları (2)

Eklenme Tarihi: 29 Ağustos 2018 Çarşamba
Eklenme Saati: 9:59
Okunma Sayısı:
Tweetle
İsmail Türkbay ismail@aydinyerel.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
Açlık Savaşları (2)

AÇLIK SAVAŞLARI (2)

          (Geçen haftanın devamı:)

Buzul çağının sonunda insan avcı toplayıcı olmaktan çıkıp tarıma elverişli su havzalarında yerleşik düzene geçmiş, köyler kurmuş tarım toplumu olmuştur. Tarım devrimi Anadolu’da gerçekleşmiştir. İlk yabani buğday ehlileştirilmiş, ilk sulama kanalları yapılmış, ilk köyler kurulmuş ve yabani hayvanların evcilleştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Çünkü Anadolu son buzul çağında ılıman bir iklim yaşamış, insana ve yabani hayata ev sahipliği yapmış, onları yok olmaktan kurtarmıştır…

Dünya nüfusunun, M.Ö. 7000-4500 yılları arasında 10 Milyon olduğu sanılmaktadır. Dünya nüfusu geometrik bir şekilde artmıştır. 1950 yılında 2,5 Milyara, 2018 yılında 7 milyara ulaşmıştır. (1) İşte bu hızlı nüfus artışı doğal alanların, ormanların, tarıma elverişli toprakların daralmasına, nehirlerin, göllerin, denizlerin kirlenmesine, yaban hayatın yok olmasına neden olmuştur. Hakça bölüşüm olmadığından Dünya’nın kıt olanakları güçlü olan uluslar tarafından sömürülmüş, paraya dönüştürülmüştür…

Nüfus artışı bu hızla devam ederse birkaç kuşak sonra Dünya, insanı barındıramayacak, besleyemeyecek hale gelecektir. Bunun önüne geçmek, insanın geleceğinin kurtarmak için, doğayı yok edip sınırsızca yararlanma çabalarından acilen vazgeçilmeli, tahrip edilen alanlar yeniden ihya edilmelidir…

Dünya’da kurulmuş eski uygarlıklara baktığımızda bunların uygun iklim koşullarına sahip su havzalarında kurulduğunu görürüz. Bu gün anladığımız anlamıyla uygarlık, Anadolu’dan Dünyaya yayılmıştır. Anadolu, bilinen tarihi boyunca iklim yapısı, dört mevsimi aynı anda yaşaması, tarıma elverişli toprakları ve su havzaları, üç kıtanın merkezinde oluşu,  bitki örtüsü, yaban yaşamının çeşitliliği ve madenleri ile ulusların ilgisini çekmiştir. Ona sahip olmak için birçok savaş yapılmış, canlara kıyılmış, kentler talan edilmiştir…

Anadolu Türk’ün ebedi ve son yurdudur. Yurdumuza sahip çıkmak, soyumuzu devam ettirmek istiyorsak Anadolu’ya sahip çıkmamız onu her türlü tehlikeden korumamız gerekir. Korumak sadece silahlı güçlere karşı değil, sinsice yaklaşıp doğasını, havasını suyunu, toprağını, tarımını yok etmek isteyen emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı da olmalıdır. Emperyalizm Anadolu’yu işgal hareketini birinci Dünya savaşı sonunda denemiş, başaramamış, hüsrana uğramıştır…

Türkleri silahla alt edemeyeceğini, ülkelerini işgal edemeyeceğini anlayan Emperyalist güçler emellerinden asla vazgeçmemiştir. Anadolu’yu işgal etmenin yollarını aramış, sonuçta emeline ulaşmanın yolunun, ülkeyi ekonomik olarak çökertmek, tarımını yok etmek dışa bağımlı hale getirmek olduğunu görmüş ve adımlarını bu yönde atmıştır…

Bu gün kentlerde refah içinde yokluk çekmeden yaşarken, soframıza gelen yiyeceklerin, kullandığımız suyun, üzerimize giydiğimiz dokumaların, evimizde kullandığımız eşyanın nasıl üretildiğini bilmeden, merak etmeden kullanırız. Onları üretirken harcanan emeği, akıtılan alın terini bilmeyiz ya da görmezden geliriz…

Unuttuğumuz bir şey var! İnsan havasız, aç ve susuz yaşayamaz. Yaşaması için temiz havaya, temiz suya, yiyeceğe, barınağa ihtiyacı vardır. Bunları sağlamak için topraklarının, havasının, suyunun temiz olması gerekir. Bunun yolu da emperyalizmin kurduğu tuzaklara düşmemek havayı, suyu, ormanları, toprağı ve tarımı korumaktan geçer…

Bunu çok iyi bilen emperyalist güçler, ileride mutlaka gerçekleşecek küresel kıtlık ve susuzluktan kendi uluslarını korumak için şimdiden önlemler almaya başlamışlardır. Ülkelerini çevresel kirlenmeden korumak, kendine yetecek ürünleri yetiştirmek için, temiz su kaynaklarını koruma altına almışlardır…

Gelişmiş ülkeler sadece kendi topraklarını, sularını, ormanlarını, tarımlarını garanti altına almakla kalmamışlar, gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerin tarımını, ormanlarını yok ederek, sularını kirleterek onları kendilerine muhtaç hale getirmişlerdir…

Anadolu’da Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla birlikte tarıma ve tarımsal sanayi önem verilmiş, yasal düzenlemeler ve teşvikler geliştirilmiştir. Kalkınmanın köyden başlayacağı inancıyla ziraatı ve köylüyü öven marşlar yazılmıştır. Tarımın gelişmesi ve tabana yayılması için gerekli toprak reformu hiçbir zaman yapılamamıştır.(2)

Toprak reformu yapılamasa da tarıma dayalı sanayi kurulmuş, çiftçi “memleketin efendisi” olarak görülmüştür. İsmet İnönü, o tarihlerde “ Anadolu ortasında kurulmuş bir köylü hükümetiyiz. Köylü aşığıyız.”  (3 )Diyerek, Anadolu’ya, köylüye ve tarıma verilen önemi ilk ağızdan anlatmıştır…

Kalkınmanın köyden başlayacağına yürekten inanan Cumhuriyetin kurucu kadrosu, Milletin efendisi kabul ettikleri köylüyü kalkındırmak, tarımı canlandırmak ve dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için başta traktör fabrikası olmak üzere tarıma dayalı sanayi kurmuşlar ve işletmeye açmışlardır. Cumhuriyetin ilk yıllarında atılan bu adımlar Türkiye’nin Dünyada kendi kendine yeten yedi ülke arasında yerini almasını sağlamıştır…

Tam bağımsızlık ideali ile sadece tarımın ihyası, bankalar ve sanayi fabrikaları kurulması ile yetinilmemiş, Osmanlı’nın imtiyaz tanıdığı; başta demiryolları olmak üzere rıhtım şirketleri, İstanbul telefon şirketi, İzmir Tramvay ve Elektrik şirketi, İstanbul Tünel şirketi olmak üzere yabancılara ait 20 önemli şirket satın alınarak millileştirilmiştir.(4) (Devamı gelecek yazımda)

KAYNAK:

1-Arif Akman, Makale Bilim Teknik dergisi 138. Sayı S. 28

2-Doğan Avcıoğlu, Türkiye’nin Düzeni. Birinci kitap S.351

3-age S.351

4-age S. 454-455

Etiketler:
açlık Anadolu buğday buzul çağı denizler dünya emperyalizm kıtlık nehirler sömürü susuzluk tarım Türkiye yerleşik düzen
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

CUMHURİYET!CUMHURİYET Cumhuriyet, bir ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve egemenliğini bel...
CUMHURİYET!
Unuttunuz mu?Hafızası en zayıf canlının balık olduğu söylenir. Olanları çok çabuk unutanlar için “balık...
Unuttunuz mu?
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz? İlkokul kitabında okuduğum bir okuma parçasında yakınından küçük bir dere akan, derenin s...
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz?
MERCİMEK!    Adına türküler yakılmış, şiirler yazılmış,  maniler düzenlenmiş, atasözlerine girmiş; ...
MERCİMEK!
  • Sizde Yorum Yapın
  • Facebook Yorum

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Dikkat! Üye/Üyeler ve ziyaretçiler suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği/yorumu Site’de paylaşmamalı. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

En Son Haberler

CUMHURİYET!Cumhuriyet, bir ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve egemenliğini belirli......
CUMHURİYET!
Karacasu – Karapınar Tarihi13. Yüzyılın son çeyreğinden ititbaren Oğuz boylarından, Avşar, Eymür, Kayı,......
Karacasu – Karapınar Tarihi
Unuttunuz mu?Hafızası en zayıf canlının balık olduğu söylenir. Olanları çok çabuk......
Unuttunuz mu?
Heval Hüso…Sevgili dostlar bu gün öyle bir duygusal anlar yaşadım, yaşadık......
Heval Hüso…
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz? İlkokul kitabında okuduğum bir okuma parçasında yakınından küçük bir......
Torunlarımıza Ne Diyeceğiz?
Sitemizden son dakika haberlerini iletmek için izninizi istiyoruz. Önemli gelişmelerden ilk sizin haberiniz olsun!
  • Türkiye
  • Siyaset
  • Eğitim
  • Yaşam
  • Ekonomi
  • Spor
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Dünya

AYDIN YEREL
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için info@aydinyerel.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2017 - Aydın Yerel Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net